Yine aylardan Ramazan ve yine muhtaç olan iman sahiplerine merhamet eden bir ruh ile, Çare gönüllüleri olarak her yıl olduğu gibi yine düştük yollara. Varılacak menzil uzaktı, fakat ne yapalım ki kardeşlik ve paylaşma duygusu işte. Bu duygu Afrika'yı, Tanzanya'yı komşu mahalle kadar yakın kılıyordu bizlere. Uzanacak eller vardı, Tanzanya ülkesindeki müslüman kardeşlerimize...
Biz yine uzanan eller olalım dedik. Çün ki siz yardım severlerin, uyku girmezdi gözüne, aç yatan Afrikalı mümin kardeşi varken. İnancın, sevginin, dostluğun, merhametin ulaşması gerekirdi, o uzak diyarlara ve yine bize düşen köprü olmaktı bu inanca.
Tanzanya mkuranda köyündeyiz. Siz, bin minnettar olduğumuz yardım severlerin sevgisini, inancını ve tüm duygularını, içine kattığı yardımlarını ulaştırmak için, köy meydanına davet ettik kardeşlerimizi. Sizlerin duygu dolu yardımlarını gören Oruçlu nefislerin, simaların da cennet gülleri açıyordu adeta. Sevinçten çığlık atan çocukların sesleri arasında, unutmuştuk tüm derdi ve de kederi. Uzanan ellere iftarda lezzetli bir sofra kursunlar diye, merhametle ikram ettik, sofranızdan ayırdığınız lokmaları.
Kırk yaşlarında bir kadın vardı, bedensel özürlü çocuğuna bakan. Gözlerimiz kendisini köy meydanında göremeyince, evine gitme ihtiyacı hissettik. Çün ki, geçen yıllardan biliyoruz ki, gerçekten ihtiyaç sahibiydi. Evinde kendisine verdiğimiz itikat dolu zekatı kabul etti fakat, erzak yardımını kendisine bir türlü kabul ettiremedik. Şaşkınlığımızı gizlemek mümkün değildi çün ki, gerçekten ihtiyaç sahibiydi. Erzak paketini kabul etmeme Sebebini sorduğumuzda bize, yan tarafı gösterdi. Baktık ki orada az önce köy meydanında dağıttığımız erzak paketinde ki, ikramlardan duruyor.Sevinç göz yaşları içinde, kendisi dağıtılan yardımlardan almaya gidemediği için, komşusunun, paylaşma duygularınızı da içine katarak gönderdiğiniz yardımı kendisiyle paylaştığını anlatıyordu. Yardımlara katılan paylaşma duygularının da oralara ulaştığını gören bizler din kardeşimizin sevinç dolu göz yaşlarına iştirak etmeden duramadık. Önce Rabbine, sonra bizlere bin teşekkür ederek dedi ki; Bana Rabbimin yazdığı nasip ulaştı Elhamdülillah, sizler bu yardımı başka muhtaç gönüllere ulaştırın ki bu sevince onlarda ortak olsunlar inşallah. Yokluğun ve muhtaçlığın içinden çıkan bu duygular ve sözler neyle ifade edilebilir ki.
Ay yıldızlı al bayrağın alan değil, veren el olduğunun huzur ve şahitliği uzak diyarlar olan Afrika'lı kardeşlerimizin cennet bahçelerini anımsatan gül simalarından anlamanın huzuru hiç bir şekilde ifade edilemez.
Rıza Onuk